29 Mart 2015 Pazar

Kıyamet Ambarı



  Geçenler de Youtube'da ''Girilmesi imkansız olan yerler''başlıklı bi videoyla karşılaştım.Tabi başlık dikkatimi çektiğinden videoyu izlemeye koyuldum.
  Aralarında dikkatimi çeken çok yer oldu,ama en çok Norveç'te bulunan Kıyamet Ambarı.Merak ettiğimden biraz araştırdım.Bu yer Norveç'in Kuzeyinde bir adada bulunan ambar,dev bir dağın 130 metre altında,9 milyon dolarla yapılmış ''Swalbard Küresel Tohum Deposu'' Mart 2008 den beri faaliyetteymiş.
 Bu ambar Nuh'un gemisinden etkilenerek,herhangi bir felekat sonucunda,Dünya'nın dört bir tarafından toplanan 4 milyon farklı tohum saklanıyormuş.

27 Mart 2015 Cuma

Kedi'cik ve uyku :)


ÇOK UYKU BİRTEK BANA MAHSUS DEĞİLMİŞ:)

Uyku tüm kedilerin en doğal dinlenme biçimidir. Kediler günlük işlevlerini gerçekleştirebilmek için uzunca bir süre uykuya ihtiyaç duyarlar. Kedilerin gün içinde uykuya ayırdıkları zaman, yaş ve aktiviteye bağlı olarak 14 ile 18 saat arasında değişmektedir. İnsanlarla karşılaştırıldığında kediler yaklaşık 2 kat daha fazla uyurlar. Kedilerin bu uzun uykuları bizimki gibi kesintisiz değil, kısa aralıklarla tekrarlanan hafif uykular şeklindedir.


Şiir satırlarında;hatırlamak.



EĞER

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde ‘onca ayrılığın birinci dereceden failidir’ denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse…
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

Yok zerre teselli...



    Kendi kitaplığımdan bir kitap demek isterdim ama,malesef ki değil.Daha doğrusu çokta kitap düşkünü değilim.İsmi dikkatimi çekmeli.Evet bu kitap gibi belki de.Özellikle deneme tarzı olan kitaplar dikkatimi çeker.Tabi buda abimin kitaplığından.Onun malı benim malım diyerekten dikkatimi çeken bu kitabı raftan aldım. :)O psikolojiyle mi bilmiyorum ama,iyiki o parmaklarım almış bu kitabı.

   Yusuf Özkan ÖZBURUN'un olan bu kitap gerçekten teselli arayanlar için bir çıkış kapısı diyebilirim.Kitabı özetlemek isterdim ama o kısmıda size bırakmalıyım sanırım. :) Sadece şunu dile getirmek istiyorum,kitap içinde dikkatimi çeken,çoğunu not aldığım cümleler oldu.En beğendiğimi paylaşmak isterim.''Yok zerre teselli;ne gülüşten,ne bakıştan.''der noktayı koyar,okumanızı tavsiye ederim.



Mart Kapıdan Baktırıyor.




Türkiye,Balkanlar üzerinden gelecek,yeni bir soğuk ve yağışlı havanın etkisine girdi.Soğuk ve yağışlı havanın,hafta sonundan itibaren yurdu terkedeceğini ve yerini sıcak havalara bırakacağı belirtildi.

Tebessüm:)


Olmadı,böyle yaparız :)



Karşılıksız;İyilik.



İyiliğe inan,
İyilikten,iyilik doğar,büyür,çoğalır...

Çalışma Ekonomisi Ve Endüstri İlişkileri?




Sakarya Üniversite'sinde yani fakültemde çektiğim bir fotoğrafı paylaşarak,Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünün ne olduğunu,ne ile ilgilendiğini ve ne iş yaptığından kısaca  bahsedeceğim.İyi okumalar :)

Çalışma Ekonomisti

GÖREVLER
Çalışma ekonomistlerinin görevleri çalıştıkları kuruma göre değişirse de başlıca görevleri şöyle özetlenebilir: Sosyal güvenlik sistemleri konusunda işçi ve işverenleri aydınlatır, Çeşitli alanlarda iş bulma ve iş geliştirme olanakları hakkında ilgilileri  aydınlatır, Toplu sözleşme ve sendikacılık konusunda incelemeler yapar ve ilgilileri bilgilendirir, İş piyasasının durumu hakkında bilgi toplar.
KULLANILAN ALET VE MALZEMELER
Büro malzemeleri, İstatistiki ve mali tablolar, Bilgisayar, Hesap makinesi.
MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER
Çalışma ekonomisti olmak isteyenlerin; Üst düzeyde genel yeteneğe ve sözel akıl yürütme gücüne sahip, Sosyal bilimlere ilgili ve bu alanda başarılı, Başkalarını sözel olarak etkileyebilen, İnsan ilişkileri ile uğraşmaktan hoşlanan kimseler olmaları gerekir.
ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI
Çalışma ekonomistleri büro ortamında çalışırlar. Ancak, zaman zaman kent içinde işyerlerini ziyaret etmeleri gerekebilir. Çalışma ekonomisti, görevini yaparken insanlarla, verilerle ve kavramlarla ilgilidir.

Bahar Geldi:)



Sakarya Üniversitesi'nde ilkbahaar,papatyagiller,güneşli bir hava.
:)

Çay Muhabbettir:)



Çay;
Paylaşımı,
Muhabbeti,
Samimiyeti,
Arttırır.
Çay;üç harfte saklı,sıcaklık...

Dostluk:)



Hoşuma giden bi kitap sayfası :)
Böyle uzunca boyu olan demiyeceğim ama,bu kadar uzun kolları bile olsa yeter diyebileceğimiz dostlarımız olsun.Boynu değil ama kollarıyla sarsın,korusun sizi.
Şimdi hadi düşünün böyle dostunuz var mı sizin.Özeleştiri yaparsaaam benim var,boyunları değil ama kolları yürekleri kadar büyük olan. ;)

25 Mart 2015 Çarşamba

Nasıl iyi bir özet çıkarılır?

NASIL İYİ BİR ÖZET ÇIKARILIR?
A. Her şeyden önce bazı temel kurallara uymak gerekir:
• Özet, asıl metnin temel düzenine doğru ve sadık bir şekilde uymalıdır, özette genel olarak metnin düzeni takip edilmelidir. Ancak bu kural, özeti kendi planınız içinde yapma hakkınızı elinizden almaz. Özet yapmak, bir bakıma metni tekrar yazmaktır. Metni tekrar yazarken hem metnin düzenine bağlı kalabilir, hem de konunun gerektirdiği düzenlemeleri yapabilirsiniz.
• Özetinize metinde bulunmayan fikirleri sokmayınız, metinde söylenen şeylerle ilgili de hiçbir yargıda bulunmayınız. Yani tarafsız, nesnel olunuz.
• Özetinizde metinden alınmış cümlelere yer vermeyiniz. Kendi kelimelerinizi ve cümlelerinizi kullanınız.
B. Sonra şu kuralları da göz önünde bulundurunuz :
• Metnin esasına saygı gösteriniz:
– Özetlenen metnin mantığını kavrayınız ve yansıtınız. Özetin başarısı buna bağlı olacaktır.
– Çeşitli fikirler arasındaki bağları fark ediniz ve bunları özetinize yansıtınız.
– Özetlenen metnin temel fikirlerini bulunuz.
– Özet için verilen uzunluk ölçüsüne uyunuz, kelime yahut sayfa sayısı sınırlarını aşmayınız. Yahut amacınıza en uygun kısaltma oranını kendiniz belirleyiniz.
• Kendi özet metninizi oluşturunuz ve tarafsız olunuz:
– Uygun ifadeler, terimler, deyimler kullanınız.
– Tarafsız bir anlatım şekli kullanınız. (Mesela, “metnimizde” yerine “metinde” deyiniz.)
– Kişisel kelimelerinizi kullanınız. Dil ve anlatım size ait olsun.
– Kişisel fikirlerinizi belirtmeyiniz.
– Özetlenen metinden örnek alıntılar yapmayınız. Bu yolu, çok önemli bir sebep varsa çok az kullanınız.
– Metinde geliştirilen fikirlere bağlı kalınız.
C. Nihayet, çok zaman kaybetmemek için şu şemaya uyunuz:
1. Metni dikkatle okuyorum.
2. Metnin önemli kelimelerini bulmaya dikkat ediyorum ve anahtar-kelimeleri buluyorum.
3. Önemli fikirleri buluyorum ve yalnızca açıklayıcı ve tasvir edici örnekleri vb. bir kıyıya bırakıyorum.
4. Yazıdaki mantıkî bağları dikkatle buluyorum.
5. Metnin somut, görsel bir şemasını yapıyorum ve önemli fikirlerin birbirine nasıl bağlandığını gösteriyorum.
6. İlk taslak yazımı yazıyorum, metnin boyunu hesaplıyorum.
7. Taslak yazımı düzeltiyorum (imlâ, dil, anlatım, vb.)
8. Özetime son şeklini veriyorum.
Bu kurallara uyarsınız, doğru, güzel bir özetin sahibi olursunuz. Bu sanıldığı kadar önemsiz ve kolay bir iş değildir, yazı sanatını öğrenmenin yollarından birisinin iyi özetler yazabilmek olduğunu unutmayınız ve sık sık bu alıştırmayı yapınız. Bunu yaparsanız, usta bir kalem sahibi olma yolundasınız demektir.