2 Mayıs 2015 Cumartesi

Himalaya Dağları.


Duruşları,asaleti yeter. :)

Kara Tren.


Bir türkü misali...

Tehlikeli yol.


Norveç'te bulunan bu yol, ''Atlantik yolu''olarakta adlandırılır.Tehlikeli ve virajlı bu yol,sürücüler açısından zorlu bir deneyim diyebilirim.
Sanırım zorlu olduğu kadar da heyecan vericidir.:)

Taraklı.


Sakarya'nın güneydoğusunda bulunan Taraklı ilçesine,1289 senesinde Selçuklular gelmiştir.Tarih kokan bu yerleşim yeri,evleriyle meşhurdur.Safranbolu evleri gibi olan bu evler ayakta kalabilmiş,ve ziyaretçilerine güzel bir fotoğraf karesi olmuştur.

Giderek,gezmenizi ve hoş vakitler geçirmenizi tavsiye ederim :)

Karikatür.


Bir karikatür bu kadar anlamlı olmalı.Bir baktığında bin kere pişmanlık ,suçluluk yaşadığın.Fakir ,yoksulluk,açlık çeken bir kara parçasının aslında dünyadaki zengin olup açları  doyurduğu.Herkesin yapacağı yorum farklıdır.Ama ben bu karikatüre bakarken anca bunu yorumlayabilirdim.

Mutluluk.


Renk,ırk ne olursa olsun,o 32 dişin verdiği mutluluk apayrı.Ve bulunduğu durumdan mutlu olabilmekte var tabi...

1 Mayıs 2015 Cuma

Arma Filtre.



   Arma Filtre A.Ş 1988 yılında Adapazarı'nda kurulan büyük bir firmadır.
Geçenlerde yaptığım araştırmada Sakarya vergi rekortmeni:)
Bu firmayı blogum da paylaşma nedenim İnsan Kaynakları Yönetimi dönem ödevim de yardımcı olmaları.
  Başta İnsan Kaynakları Yönetim Müdürü Muharrem Bey'e ve İnsan Kaynakları Şefi Dilek Hanım'a blogum aracılığıyla tekrar teşekkür ederim. 


28 Nisan 2015 Salı

Mumyalanan kabile reisi.


Dikkatimi çeken bir fotoğraf daha.Mumlayalanmış kabile reisi.
Ve devam eden saygı,hürmet..

Kum saati.








 Küresel ısınma sonucu,Dünya'nın bundan nasıl etkileneceğini anlatan bir kum saati,kumdan ziyade su saati desek yeridir.

 Ve azalan sadace zaman...

Ekmek Parası.


Sanırım,artık böyle.

Doğruya doğru.


Doğru tespit.

Papatya.


Ahh! Şu papatya falları :)
Papatya mevsimi geldi ya ,artık fallara bakabiliriz.

Özgürlük kulesi.


  Özgürlük Kulesi Aşağı Manhattan , New york'ta inşa edilen yeni Dünya Ticaret Merkezi kompleksinin ana binasına işaret eder. 104 katlıdır ve Batı yarımküre'nin en yüksek,Dünya'nın ise en yüksek dördüncü binasıdır.

24 Nisan 2015 Cuma

Trinity Üniversitesi Kütüphanesi.


 Kütüphanelerden laf açılmışken , bu sefer üniversite kütüphanesi olan Trinity Üniversitesi kütüphanesini paylaşmak istedim.İrdanda' da bulunan bu üniversite kütüphanesi 800 yıllık bir tarihe sahip.Gerçekten eski bir tarihe sahip olması,kütüphanenin otantik yapısından bellli.Burda kitap okumak,raflardan her an bir eski tarihin fırlayacağını anımsatır belkide o buğulu atmosfer korkutabilir.Ama gerçekten görkemli tarih kokan bir kütüphane izlemini veriyor.

Şehir kütüphanesi.





                             Stuttgart Şehir Kütüphanesi

Gördüğüm en güzel kütüphanelerden biri diyebilirim.Mimarisi olsun,ferahlığı olsun,dizaynı olsun bir fotoğraf karesinde bile insanın içini açıyor.Böyle bir kütüphane de olmak vardı.


Central Park.


Newyork'ta ki Central Park.Şehir merkezinin hatta kocaman gökdelenlerin ortasında olan bu park güzel görünse de, ne kadar doğayı yansıtabilir tartışılır.Keşke gökdelenler den daha yüksekte olsaymışta,havayı daha iyi hissedebilseymiş insanlar.Doğa düşkünü biri olduğum için fikrim buda ,sizinkini bilemem:)

Labirent.



Labirent dediğin böyle olur diye başlarım cümleye.Tarlaya yapılan bu labirentte kaybolmak güzel olur, düşününce:) Tabi ki ucunda, telefona ulaşmak varsa.


Dünya'nın Ucu.


Benim gibi Dünya'nın bi ucunu merak edenlere gelsin .:)
İngiltere'de bulunan  Dünya'nın bir ucu.

17 Nisan 2015 Cuma

Keops Piramidi.


Keops piramidi ya da diğer adıyla büyük piramit Mısır'ın başkenti Kahire'nin 16 km kadar batısında Gize düzlüğünün insan gücüyle düzenlenmiş 1,5 km karelik plotosu üzerinde 39 km yükseklikten Nil vadisine bakar.Piramidin taban yüzeyi yaklaşık 53.000 m karelik bir alanı kaplarçTaban kenar boyu 230 m'dir.Bu devasa yapıyı çepeçevre dolaşmak için 1 km'ye yakın yani 930,664 metreik bir masefeye gerekmektedir.Hacmi 2.500.000 metreküp,ağırlığı ise 6.500.000 tonu bulur.

Şimdi Keops Piramidi'nin bilimsel olarak kanıtlanmamış  bazı rivayetlerinden bahsedeceğim:
  • Piramitlerin üzerinden geçen meridyen,karaları ve denizleri iki eşit parçaya bölmektedir.
  • Piramit hangi firavunun adına yapıldıysa,kralın odasına yılda sadece iki kez güneş girmektedir.Bunlar kralın doğduğu ve öldüğü günlerdir.
  • Piramitlerin içerisinde radar gibi aletler çalışmamaktadır.
  • Piramit içerisinde bırakılmış kirli bir su,birkaç gün içerisinde arıtılmış hale gelmektedir.
  • Piramit içerine bırakılan süt birkaç gün bozulmadan kalabilir,beklenmeye devam edilmesi durumunda yoğurt haline gelmektedir.
  • Açık bir yara piramit içerisinde çok daha çabuk bir şekilde iyileşmektedir.
  • Piramitlerin içi yazın serin, kışın ise ılık olur.
  • Giize Platosu'ndan geçen boylam,denizlerle karaları iki eşit parçaya böler.

12 Nisan 2015 Pazar

Penguenlerden Bilinmeyenler.


Sevdiğim hayvanlar arasında başı çekenlerden bir taneside Penguenler.:) Başlı başına sevimli,tüyler yumak yumak,paytak paytak yürümeleri bana sevimli geliyor.Şimdi penguenlerin  özellikleri;
  • Kışın sadece 3 saat güneş ışığından faydalanabilen penguenler -50 dereceye varan soğukta hayatlarını sürerler.
  • Olağanüstü nefes gücüne sahiptirler.Tek nefeste denizin derinliklerine dalan bu canlılar 20 dakika su altında kalabilirler.
  • Kaygan bir dalgıç kiyafetine sahip penguenler,su altında saatte 25 km hızla yüzebilirler.
  • -50 dereceye varan soğukta,ayakları hiç üşümez vücut sıcaklıklarını asla kaybetmezler.
  • Erkek penguenler,65 gün boyunca yumartalarını korumak için hiçbir şey yemeden ayakta durabilirler.
  • 3 katlı kürke sahip olduklarından -50 derecede bile üşümez,geceleri birbirine yanaşarakta vücut ısılarını 20 derece arttırırlar.
  • Büyük bir gövde,küçük bacaklara sahip olmalarına rağmen kutup şartlarında kilometrelerce yürüyebilirler.

İnka İmparatorluğu.


   Geçmişteki medeniyetler bakıldığında , aralarında en çok dikketimi çeken İnka'lar olmuştur.Hem mimarileri hem yapıları hem yaşayış tarzlarından.Medeniyetlerinin başladığı şu fotoğrafa  bakılırsa gerçekten koskoca dağın tepesinde,kurulmuş ve o zamanlar da bu kadar imkan olmadan o yapıların oralara yapılması şaşırtıcı.Şimdi İnka'ları daha geniş inceleyelim.

   İnka İmparatorluğu Güney Amerika'nın batı kıyısında And Dağlarının tepesinde kurulmuştur.Bu İmparatorluğunun benzerine az rastlanır bir özelliği,özgün bir devletçi örgületmeyle, kendisini oluşturan halkların sosyokültürel çeşitliliğini tek bir çatı altında birleştirebilmiş olmasydı.İnka İmparatorluğu topraklar üzerinde sayıları 700'ü aşan farklı dillerde konuşan birçok farklı halkı yada etnik grupları  biraraya getirebilmiştir.İnkalar resmi dili Quechua'dır.Hiyerarşik bir yapı söz konusudur.İnkalar yaşamın görünmez güçlerle denetlendiğine inanırlar.Falın inkalar için önemi büyüktür.Bir iş yapılmadan önce fala başvururlar.İnkalar kendilerini Güneş'in oğulları olarak ifade ederek Güneş kültürünü benimsemişlerdir.Ve her zaman tanrılarına adadıkları çocuk adakları olurdu.Ve bu imparatorlukta da mumyalama örnekleri bulunmuştur.

4 Nisan 2015 Cumartesi

Farklı Pencereden ,Hayatlar.



Her insanın hayata bakış açısı farklıdır. Buna farklı pencerelerden bakma da diyebiliriz.Bazıları bir pencereden bakarken, bazıları birkaç pencereden farklı görüşler,açılarla bakar.Bazıları da o pencere arkasındaki dünyayı izlerken, kimileri de o pencereki kirliliğe dikkat etmekten arkadaki günün güzelliğini kaçırır.Güllük güneşlik günü, o lekelere bakmaktan farkedemez bile.Yağmurlu,sağanaklı,sisli günlere kalır ve o penceresine bir leke daha eklemekten geri kalamaz.
Siz bırakın penceredeki lekeleri,bir kaç pencereden farklı dünyalara bakın,güneşli mutlu günlere geç kalmadan.
:)

Dünya'yı Gezen Kirpi Biddy :)


Biddy 4 yaşında Afrikalı küçük bir kirpi.Onu diğer kirpilerden ayıran özelliği ise Dünya'yı geziyor oluşu.Ortalama bir insanın görmediği kadar çok yer görmüş.


Hadi şimdi kirpiyi kıskanma seansımız başlamıstır. :)

Ve Biddy'in fotoğraf kareleri.

3 Nisan 2015 Cuma

Leave Me!



Bir şeyleri,en çokta bir sevgiyi kaybetmeden, kıymeti  bilinmeli.
Şimdi bırak beni,mutlu olduğum yerde;Sende.

Kısa Film.


Belki de binlerce kelime,cümleler,duygular bir kısa filmde saklıdır:)

Yaratılış...



  Kesinlikle.Sanat bu olmalı.

2 Nisan 2015 Perşembe

Çikolata mı?



 '' Çikolata yemek,Matemetiksel becerilerinizi arttırabilir.''Diye bir yazı okudum geçenlerde.Gerçekten çikotanın mutluluk hormonu salgıladığını duydum ama bunu duymamıştım.Ki  bence mutluluk verdiği doğru.:)Kendimden biliyorum.
 Şimdi haberi biraz daha açayım.Çikolata yemek beynin matematiksel becerilerini arttırabilir.Sıcak kakao ve çikolata da bulunan flanavol bileşikleri büyük miktarda alındıktan sonra zihinsel aritmatik çok daha kolay oluyor.Ayrıca Brighton'daki İngiliz Psikoloji Topluluğu'nun sunumuna göre çikolata yedikten ve içtikten sonra daha az yorgun hissediyormuşun.
 O zaman beeen bir adım ötemdeki çikolataya doğru yolumu alayım.:)

1 Nisan 2015 Çarşamba

Gezici deve kütüphanesi.


  Gobi Çölü'nde gezici deve kütüphanesi.Bu adaamın adı Dashdondog Jamba.O, Moğolistan çocuklarının kitaplara erişebildiğinden emin olmak için hayatını adamış bir yazar,şair,kütüphaneci,çevirmen ve öykü yazarı.

Peki ya...



Peki ya,çocuklar ebeveynlerini seçebiliyor olsaydı?

14 İPhone ve İPad ile oluşturulan animasyon :)




Yaratıcı bir animasyon film olmuş.
:) iyi seyirler.

Cesaret!

BREZİLYA

Dünya'da taklit edilemeyen tek şey ; cesarettir.

Farelerde sevilebiilir:)


   Bilindiği üzere insanlara en yakın olan bir başka hayvan;farelerdir.Bunu fırsat bilip,bir kaç fotoğrafçı,fareler üzerinde güzel bir çalışma yapmışlar.Farelere kendilerinden bile küçücüüük oyuncak ayıcıkları ellerine tutturmuşlar.Bence güzel bir çalışma..Bakın güzel bir obje çıkmış ortaya.:)Her canlının sevme duygusu varmış demekki.Ben çok sevdim yaa,yüzündeki saflığı,küçücük olmasını,masumiyetini...
  Sizde fare gördüğünde,kaçan,iğrenen insanlardan değilsinizdir umarım.Ki öyleyse de bu kareden sonra fikriniz değişir belki. 
 :)

29 Mart 2015 Pazar

Kıyamet Ambarı



  Geçenler de Youtube'da ''Girilmesi imkansız olan yerler''başlıklı bi videoyla karşılaştım.Tabi başlık dikkatimi çektiğinden videoyu izlemeye koyuldum.
  Aralarında dikkatimi çeken çok yer oldu,ama en çok Norveç'te bulunan Kıyamet Ambarı.Merak ettiğimden biraz araştırdım.Bu yer Norveç'in Kuzeyinde bir adada bulunan ambar,dev bir dağın 130 metre altında,9 milyon dolarla yapılmış ''Swalbard Küresel Tohum Deposu'' Mart 2008 den beri faaliyetteymiş.
 Bu ambar Nuh'un gemisinden etkilenerek,herhangi bir felekat sonucunda,Dünya'nın dört bir tarafından toplanan 4 milyon farklı tohum saklanıyormuş.

27 Mart 2015 Cuma

Kedi'cik ve uyku :)


ÇOK UYKU BİRTEK BANA MAHSUS DEĞİLMİŞ:)

Uyku tüm kedilerin en doğal dinlenme biçimidir. Kediler günlük işlevlerini gerçekleştirebilmek için uzunca bir süre uykuya ihtiyaç duyarlar. Kedilerin gün içinde uykuya ayırdıkları zaman, yaş ve aktiviteye bağlı olarak 14 ile 18 saat arasında değişmektedir. İnsanlarla karşılaştırıldığında kediler yaklaşık 2 kat daha fazla uyurlar. Kedilerin bu uzun uykuları bizimki gibi kesintisiz değil, kısa aralıklarla tekrarlanan hafif uykular şeklindedir.


Şiir satırlarında;hatırlamak.



EĞER

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde ‘onca ayrılığın birinci dereceden failidir’ denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse…
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

Yok zerre teselli...



    Kendi kitaplığımdan bir kitap demek isterdim ama,malesef ki değil.Daha doğrusu çokta kitap düşkünü değilim.İsmi dikkatimi çekmeli.Evet bu kitap gibi belki de.Özellikle deneme tarzı olan kitaplar dikkatimi çeker.Tabi buda abimin kitaplığından.Onun malı benim malım diyerekten dikkatimi çeken bu kitabı raftan aldım. :)O psikolojiyle mi bilmiyorum ama,iyiki o parmaklarım almış bu kitabı.

   Yusuf Özkan ÖZBURUN'un olan bu kitap gerçekten teselli arayanlar için bir çıkış kapısı diyebilirim.Kitabı özetlemek isterdim ama o kısmıda size bırakmalıyım sanırım. :) Sadece şunu dile getirmek istiyorum,kitap içinde dikkatimi çeken,çoğunu not aldığım cümleler oldu.En beğendiğimi paylaşmak isterim.''Yok zerre teselli;ne gülüşten,ne bakıştan.''der noktayı koyar,okumanızı tavsiye ederim.



Mart Kapıdan Baktırıyor.




Türkiye,Balkanlar üzerinden gelecek,yeni bir soğuk ve yağışlı havanın etkisine girdi.Soğuk ve yağışlı havanın,hafta sonundan itibaren yurdu terkedeceğini ve yerini sıcak havalara bırakacağı belirtildi.

Tebessüm:)


Olmadı,böyle yaparız :)



Karşılıksız;İyilik.



İyiliğe inan,
İyilikten,iyilik doğar,büyür,çoğalır...

Çalışma Ekonomisi Ve Endüstri İlişkileri?




Sakarya Üniversite'sinde yani fakültemde çektiğim bir fotoğrafı paylaşarak,Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünün ne olduğunu,ne ile ilgilendiğini ve ne iş yaptığından kısaca  bahsedeceğim.İyi okumalar :)

Çalışma Ekonomisti

GÖREVLER
Çalışma ekonomistlerinin görevleri çalıştıkları kuruma göre değişirse de başlıca görevleri şöyle özetlenebilir: Sosyal güvenlik sistemleri konusunda işçi ve işverenleri aydınlatır, Çeşitli alanlarda iş bulma ve iş geliştirme olanakları hakkında ilgilileri  aydınlatır, Toplu sözleşme ve sendikacılık konusunda incelemeler yapar ve ilgilileri bilgilendirir, İş piyasasının durumu hakkında bilgi toplar.
KULLANILAN ALET VE MALZEMELER
Büro malzemeleri, İstatistiki ve mali tablolar, Bilgisayar, Hesap makinesi.
MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER
Çalışma ekonomisti olmak isteyenlerin; Üst düzeyde genel yeteneğe ve sözel akıl yürütme gücüne sahip, Sosyal bilimlere ilgili ve bu alanda başarılı, Başkalarını sözel olarak etkileyebilen, İnsan ilişkileri ile uğraşmaktan hoşlanan kimseler olmaları gerekir.
ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI
Çalışma ekonomistleri büro ortamında çalışırlar. Ancak, zaman zaman kent içinde işyerlerini ziyaret etmeleri gerekebilir. Çalışma ekonomisti, görevini yaparken insanlarla, verilerle ve kavramlarla ilgilidir.

Bahar Geldi:)



Sakarya Üniversitesi'nde ilkbahaar,papatyagiller,güneşli bir hava.
:)

Çay Muhabbettir:)



Çay;
Paylaşımı,
Muhabbeti,
Samimiyeti,
Arttırır.
Çay;üç harfte saklı,sıcaklık...

Dostluk:)



Hoşuma giden bi kitap sayfası :)
Böyle uzunca boyu olan demiyeceğim ama,bu kadar uzun kolları bile olsa yeter diyebileceğimiz dostlarımız olsun.Boynu değil ama kollarıyla sarsın,korusun sizi.
Şimdi hadi düşünün böyle dostunuz var mı sizin.Özeleştiri yaparsaaam benim var,boyunları değil ama kolları yürekleri kadar büyük olan. ;)

25 Mart 2015 Çarşamba

Nasıl iyi bir özet çıkarılır?

NASIL İYİ BİR ÖZET ÇIKARILIR?
A. Her şeyden önce bazı temel kurallara uymak gerekir:
• Özet, asıl metnin temel düzenine doğru ve sadık bir şekilde uymalıdır, özette genel olarak metnin düzeni takip edilmelidir. Ancak bu kural, özeti kendi planınız içinde yapma hakkınızı elinizden almaz. Özet yapmak, bir bakıma metni tekrar yazmaktır. Metni tekrar yazarken hem metnin düzenine bağlı kalabilir, hem de konunun gerektirdiği düzenlemeleri yapabilirsiniz.
• Özetinize metinde bulunmayan fikirleri sokmayınız, metinde söylenen şeylerle ilgili de hiçbir yargıda bulunmayınız. Yani tarafsız, nesnel olunuz.
• Özetinizde metinden alınmış cümlelere yer vermeyiniz. Kendi kelimelerinizi ve cümlelerinizi kullanınız.
B. Sonra şu kuralları da göz önünde bulundurunuz :
• Metnin esasına saygı gösteriniz:
– Özetlenen metnin mantığını kavrayınız ve yansıtınız. Özetin başarısı buna bağlı olacaktır.
– Çeşitli fikirler arasındaki bağları fark ediniz ve bunları özetinize yansıtınız.
– Özetlenen metnin temel fikirlerini bulunuz.
– Özet için verilen uzunluk ölçüsüne uyunuz, kelime yahut sayfa sayısı sınırlarını aşmayınız. Yahut amacınıza en uygun kısaltma oranını kendiniz belirleyiniz.
• Kendi özet metninizi oluşturunuz ve tarafsız olunuz:
– Uygun ifadeler, terimler, deyimler kullanınız.
– Tarafsız bir anlatım şekli kullanınız. (Mesela, “metnimizde” yerine “metinde” deyiniz.)
– Kişisel kelimelerinizi kullanınız. Dil ve anlatım size ait olsun.
– Kişisel fikirlerinizi belirtmeyiniz.
– Özetlenen metinden örnek alıntılar yapmayınız. Bu yolu, çok önemli bir sebep varsa çok az kullanınız.
– Metinde geliştirilen fikirlere bağlı kalınız.
C. Nihayet, çok zaman kaybetmemek için şu şemaya uyunuz:
1. Metni dikkatle okuyorum.
2. Metnin önemli kelimelerini bulmaya dikkat ediyorum ve anahtar-kelimeleri buluyorum.
3. Önemli fikirleri buluyorum ve yalnızca açıklayıcı ve tasvir edici örnekleri vb. bir kıyıya bırakıyorum.
4. Yazıdaki mantıkî bağları dikkatle buluyorum.
5. Metnin somut, görsel bir şemasını yapıyorum ve önemli fikirlerin birbirine nasıl bağlandığını gösteriyorum.
6. İlk taslak yazımı yazıyorum, metnin boyunu hesaplıyorum.
7. Taslak yazımı düzeltiyorum (imlâ, dil, anlatım, vb.)
8. Özetime son şeklini veriyorum.
Bu kurallara uyarsınız, doğru, güzel bir özetin sahibi olursunuz. Bu sanıldığı kadar önemsiz ve kolay bir iş değildir, yazı sanatını öğrenmenin yollarından birisinin iyi özetler yazabilmek olduğunu unutmayınız ve sık sık bu alıştırmayı yapınız. Bunu yaparsanız, usta bir kalem sahibi olma yolundasınız demektir.